Charles Bukowski diyor ki;

"Kalabalığa karışmak hiçbir yetenek gerektirmez. Ama yalnız ve dik durmak gerçekten çok şey gerektirir."

Evet, doğru yolda, elif gibi doğru olursan yalnızlığa talipsin demektir. 

Bence güzel bir talep bu. Elif gibi yalnız ama dimdik,  onurlu. Varsın kuru kalabalıklar olmasın etrafında. 

Dünyanın zevk ve sefasından başka bir amacı ve arzusu olmayan sefihlerden uzak durmak en güzel ve doğru eylem. 

Kainatta var oluş sebebini idrak edememiş kalabalıklarla kalabalık olmanın ne manası var ki?

Kendine gelmek istiyorsan kendinle başbaşa kalmalısın. İç âlemini iyi tanıyıp özünü bulmak için yalnız olmak şart. Kemale ermek için yalnızlık nefsini terbiye edici bir yöntem olmuştur asırlar boyunca. 

Uzlete çekilmek izzete ermenin basamaklarındandır. Allah Resulü aylarca mağaraya çekilip tefekküre dalardı. Uzunca bir iç yolculuğa çıkardı. 

Yalnızlık iyidir, iyileştiricidir. Elalem yalnızlık demiştir bu hale lakin aslında yalın olmaktır. 

Asıl kalabalık olanlar yalnız görünenlerdir. Çünkü sen yalnız değilsin ki...

Allah dost olarak da, sevgili olarak da, derman olarak da yeter. O varsa yüreğinde kime ne hacet? 

O öyle bir dost ki seni senden daha çok sever, kusurlarını  örter, şefkatiyle gönlüne sürûr verir, seni duyar, seni görür, gözetir, korur, yedirir, içirir, asla zulmetmez, asla başına kakmaz iyiliklerini.

O öyle bir dost ki senin için cenneti yaratmış, âlemin hükümranlığını sana vermiş, kendi ruhundan nefha üflemiş, yol göstermiş, türlü güzellikler ve türlü nimetler vermiş.

Şimdi şaşarım, yalnızlık kötü diyenlere. 

Hiç böyle bir dostunuz oldu mu ki?


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kalp

Bişnev

Sana mı Kaldı